Sözün Bittiği Yerdeyiz!

Dün Bakırköy ’de bir meslektaşımızı alçakça sıkılan kurşunlara kurban verdik. Av. Servet Bakırtaş sadece ve yalnız avukatlık yaptığı için öldürüldü. Avukatı müvekkili ile özdeşleştiren sapkın zihniyet, silahtan aldığı güçle, ölüm kustu.

Soruşturmanın ilk saatlerinde edindiğimiz bilgiye göre, yaralama suçu nedeniyle mahkum olup cezaevinden yeni çıkan ve kendisine karşı açılan tazminat davasının geri çekilmesini isteyen, ancak bu talebi reddedilince tehditlere başlayan katil zanlısının önce meslektaşımızı sonra da dava açan müvekkili öldürdüğü anlaşılmaktadır.

Bu ve benzeri gerekçelerle gerçekleşen avukat ölümleri ya da saldırılar, mesleğimizi yaparken hangi tehditleri taşıdığımızdan ötede, bu tehditleri yaratan toplumsal bakışı da anlatmaktadır. Avukatın rolünü ve yaptığı işi kavramaktan uzak bir zihin yapısının, giderek onu taraf konumuna sürüklemesi, kelimenin tam anlamıyla bir ilkelliktir. Bir mesleğin “ölümü göze alarak” sürdürülmesi, sürdürenler için ne denli onur vesilesi olsa da, o toplumun bir kesimi için utançtır…

Artık bildiriler yazmak, darp edilmek, öldürülmek ve yaslar tutmaktan bıktık.
Sanıkların ağırlaştırılmış müebbet hapislere mahkumiyetleri acımızı hafifletmiyor artık…

Her bir avukat ölümünün, bir “toplumsal ders” olmasını bekleyip, bu zavallı yaratıklara bir şeyler anlatmasını beklerken çoğalan ölümler, bizden bir parça daha koparmaya devam ediyor. Oysa biz adaletin tecellisi için yapıyoruz bu mesleği… Savunma olmazsa, “ yargılama da olmaz ” diyoruz. Öylesine kutsiyet yüklüyoruz ki mesleğimize, şimdi bir özel müdafii olmazsa, bu katil zanlısını da “bir avukat” savunacak.

Biliyoruz ki, başımız sağ olmayacak bizim…

Dilenen sabırların sırasız avukat ölümlerine yararı olmayacak. Avukat Servet Bakırtaş ile birlikte verdiğimiz can, taşan sabrımızın durdurduğu son yürek olmayacak. Bu şiddet duruncaya kadar hukuk adına, adalet adına atan Servet Bakırtaş’ın yüreği şimdi bizde atacak. Kamusal hizmet veren bir mesleğin mensupları olarak Av. Servet Bakırtaş’ı düşünce dünyamızda şehit olarak yaşatacağız.

Sözün bittiği yerdeyiz.
Fiziki, psikolojik ve ekonomik yönden şiddet görerek bu mesleği onurumuzla sürdürmek; tüm yurt çapındaki biz avukatlar için artık çekilmez bir hal alma noktasını aştı. Canımızı ortaya koyarak vatandaşın hak arama mücadelesinde yanında olmamıza rağmen, dünkü avukat cinayetinin gerek basında ve gerekse üst kademede önemsenmeyişi, iki satır da olsa bir taziyede bulunulmaması ise, işin başka bir acı yanıdır. Bu durum hakikaten çok vahimdir; ya avukat cinayetlerinin sıradanlaştığı ve olağan kabul edildiğini veya bir gün herkesin ihtiyaç duyacağı, adaleti ararken yanında muhakkak görmek istediği, onun için canını ortaya koyan biz avukatları önemsemediğini göstermektedir. Her ne sebeple olursa olsun bizler, işi yavaşlatma veya yapmama gibi bir hal içine bugüne deyin hiç girmedik. Vatandaşın adalete olan güveninin biraz daha sarsılmasına, adaletin gecikmesine bizler sebep olmak istemedik. Kimseyle acımızı yarıştırmadık. Fakat en azından bir haftada olsa adli yardımın durdurulması, CMK görevlendirmelerinin durması, duruşmalara girilmemesinin ne gibi sonuçlar getireceği ise, mesleğimizi ve meslektaşlarımızı önemsemeyenler tarafından maalesef hiç düşünülmedi. Fakat, hukuki zeminde tepkimizi en sert şekilde göstermekten de çekinmeyeceğimiz bilinmelidir.

Biz avukatlar, gördüğümüz, fiziki, psikolojik ve ekonomik şiddetin günden güne artarak devam etmesine rağmen, onurla sürdürmeye çalıştığımız bu mesleğin, bu şartlar altında devamının, hepimiz için çekilmez bir hal aldığını uzun zamandır haykırmaktayız. Ve bu işin böyle devam etmeyeceği, ettirilemeyeceği de ortadadır.

Sözlerime son verirken, katledilen Meslektaşımızın önce ailesine sonra da bütün Meslektaşlarımıza, başsağlığı ve sabır, Allah ‘tan rahmet diliyorum.

Son Eklenen Haberler

Son Eklenen Duyurular