2022-2023 Adli Yıl Açılış Töreni, Kütahya Adliye Sarayı Bahçesinde gerçekleşti.
Törende Baro Başkanımız Av. Ahmet Atam ve Kütahya Cumhuriyet Başsavcısı Mehmet Uzun açılış konuşması yaptı.
BAŞKANIMIZ AV.AHMET ATAM’IN ADLİ YIL AÇILIŞ KONUŞMASI
Değerli Hukukçular,
Dört dönemdir Kütahya Barosu Başkanlığı görevini büyük bir onurla yürütmekteyim ve bir ay sonra yapacağımız genel kurulda aday olmayarak bu onurlu görevi bir başka yol arkadaşıma devredeceğim. Dolayısıyla sekiz yılın sonunda, bugün bu kürsüden son kez sizlere hitap ediyorum.
Buradan kimseye hukuk dersi vermedim ve yine vermeyeceğim, öyle bir niyetimde yok. Zaten biliyorum hiç birimizin ihtiyacı da yok. Tek derdim olması gereken Biliyorum ki hepimiz emeğimizle, çalışarak hiç kimsenin tavassutuna ihtiyaç duymadan bu günlerimize geldik.
Sekiz senedir her 5 Nisan da, her adli yıl açılış programında, her platform da dile getirdiklerimi şöyle bir gözden geçirdiğimde gördüm ki; hemen hemen hep aynı konular, aynı dertler, değişik şekillere evrilmiş ve büyüyerek devam ediyor.
“Söylesem tesiri yok, sussam gönül razı değil. Çektiğim alamı bir ben, bir de Allah’ım bilir.” diyor Fuzuli… İşte gönlün razı olmaması, yaşadığımız sorunları tekrar tekrar söyletiyor insana.
İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Hukuk Kürsüsü Başkanı rahmetli Hocam, Sayın Prof. Dr. İsmet Sungurbey, bizlere “her şeyin bir düşmanı vardır. Başta bilgi olmak üzere, bazı şeylerin düşmanı tekrar etmemektir” derdi.
Devamlı olarak biz hukukçuların son derece onurlu bir mesleği icra ettiğinden bahsederiz. Bu nedenle hukukun üstünlüğünün tesis edilmesi ve demokratik kurumlarımızın eksikliklerinin giderilmesi için azimle, yılmadan, tüm olumsuzluklar karşısında, sonuna kadar hukukun üstünlüğünün, yargı bağımsızlığının, insan haklarının ve savunmanın kutsallığını dile getirip bu kavramlara işlerlik kazandırmak, hukuku korumak ve en önemlisi de keyfiliklerle savaşıp ve aksaklıklarla mücadele etmek durumundayız. Bunun içinde hukuku ve kaidelerini, eğmeden, bükmeden, fakatsız, lakinsiz, her tür tesirden uzak ve daha da önemlisi cesurca uygulamak zorundayız. Aksi halde, hukuk, sadece infak ve iaşemizi temin ettiğimiz bir meslekten, bir vasıtadan ileri gitmeyecektir.
Hiç bir kişinin, grubun yada siyasi oluşumun etkisinde kalmadan adaletin tecellisi, Hukukun üstünlüğü için, adil yargılanma hakkı için ve her tür hukuksuzluğa karşı dik bir duruş sergileyerek ikbal ve istikbal kaygısı ve korkusu gütmeden doğrunun ve haklının yanında olmalıyız. Bilgimizle hukukun üstünlüğü ve insan haklarının savunmanı olmalı, tarafsızlığımızı ve bağımsızlığımızı etkileyebilecek hiçbir müdahaleye karşı sessiz kalmamalı, haksızlığa, adaletsizliğe boyun eğmemeliyiz.
Biz hukukçular icra ettiğimiz görevi sadece meslek olarak yaparsak, görevimizi, sadece bir iş ve rızık kapısı olarak görürsek, üzerimizde olması gereken, saydığım hasletleri göz ardı edersek, inanıyorum ki, bu toplumun, omuzlarımıza yüklediği vebalin altında ezilir gideriz. Ne bu alemde ne de diğerinde; bunun hesabını veremeyiz.
Bizler hukukçuluğu seçmekle; “Yalnızca bağımsız insan olmayı değil, fakat insanların en bağımsızı olmayı seçtik ve bizler, bu hasleti de, onur sayarız” Bizler yalnızca yasaları uygulamakla yetinmeyip, hukuku oluşturmaya ve yaşatmaya çalışmalı hakkın da yapıcısı olmalıyız.
Hukukun üstünlüğünün, hukuk devletinin, adil yargılanma duygusunun ve toplumsal barışın sağlanması ancak ve ancak; hukuku uygulayanların güçlü, cesur ve bağımsız olmalarıyla orantılıdır. Her ne olursa olsun bezginlik göstermemeli, yılmamalıyız, korkmamalıyız, hak için, adalet için, onurumuz için hukukun üstünlüğünü savunmalı, hukuksuzluğun karşısında olmalıyız.
Hepimizin derdi aynı ve hepimiz aynı trenin değişik kompartımanların da aynı istikamete doğru gidiyoruz. istikametimiz adalet olduğu için, yolumuz zorlu, binilen tren hukuk, yol ise, hukukun üstünlüğü. Yolumuz zorlu, çünkü: ”Herkes iyi olabilir, fakat adil olmak zordur”…. Neticede bizler adil olmayı, yani zor olanı seçtik.
Sözlerimi; yıllardır tekrar ettiğim ve artık neredeyse bizler adına duam haline gelen şu cümlelerle sonlandırmak istiyorum. Adalete ve hukuka duyulan güvenin artacağı, hukukun üstün olacağı, insan hak ve özgürlüklerinin arzulanan seviyeye geldiği ve tüm yurttaşların bundan hakça nasibini aldığı, demokrasinin temel ilkelerinin hüküm sürdüğü, hiçbir siyasi veya ekonomik menfaatin insan yaşamından daha değerli olmadığının idrakine varıldığı, hukukun içselleştirebildiği, İçimizdeki vicdan ve adalet duygusunu kaybetmeden, kardeşçe, barış içinde yaşamamız dileği ile yeni adli yılın hayırlı olmasını ve herkes için adil bir adli yıl olmasını diliyor, siz değerli konuklarımıza teşekkür ediyorum.